Yem Bitkisi
Yem bitkisi olmadan ot obur küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmak imkansızdır. Kazançlı ve ucuz hayvan beslemenin yegane yolu tarlaya yem bitkisi ekerek hayvanları kaba yemle beslemektir. Hayvancılıkta gelişmişliğin ölçüsü yem bitkisi ekiliş oranlarıyla doğrudan ilişkilidir. Avusturalya da ekilen arazilerin %50'sini yem bitkisi oluştururken bu oran Avrupada %25 - %35'ler arasındadır. Ülkemizde ise %10'un altında kalmaktadır.
Çayır ve meralar kaliteli kaba yemin bol ve en ucuz üretildiği alanlardır. Biliçli hayvancılığın yapıldığı bir çok ülkede çayır meralar hayvan beslenmenin ana omurgasını oluşturmaktadır. Avrupa'da süt sığırlarının enerji ihtiyaçlarını %50'sini çayır ve meralardan %25'i kuru ot ve silajdan %25'ni de kasif-konsantre yemlerden karşılamaktadırlar. Yurdumuzda çayır meralar aşırı otlatma ve bakımsızlık nedeniyle verimsizleşmiştir. Hayvan besleme ekseriyette anız sap samanla yapılmaktadır son yıllarda silajı yapımı ve yonca ekimi yaygınlaşsada tek başlarine sorunu çözmekten uzaktırlar. Bölücü terör nedeniyle Doğu ve Güneydogu Anadolu'daki doğal çayır meralar kullanılmamakta ve ekonumiye kazandırılamadığından ucuz hayvan besleme kartlarımız elimizden alınmaktadır.
Ülkemizin ve çiftçilerimizin hayvancılıkta başarılı olabilmeleri için mevcut arazilerimizin %30'unu mutlaka yem bitkisi ekmeye mecburuz. Kuraklık nedeniyle Ülkemizde ve Ortadoğu'da baş gösteren yem bitkisi, kaba yem açığını kapatmak için yem bitkileri ekiliş alanları hızla artırılmalıdır. Son yıllarda ticari olarak tarlasına yem bitkisi ekip satan çiftçiler yüksek kazançlar elde etmektedirler. Dünya hayvancılık pazarında rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için kaba yem açığımızı hızla kapatmalıyız. Türk hayvan yetiştiricisini müreffeh bir hayat standartına ulaştırmamız için daha yapmamız gereken çok iş oldunu unutmamamız gerekir.
Her yıl Hac nedeniyle Sudi Arabistan'a milyonlarca hacı gelmektedir. Yüz bini aşkın bizimde insanımız Hacca gitmektedir. Her hacı mutlaka bir koyun kurban etmektedir. Dolayısıyla milyonlaca koyun kesilmekte. Kara yoluyla 2-3 günlük, deniz yoluyla bir haftalık bir mesafede olmamıza rağmen Suudi Araplara koyun satamıyoruz. Çünkü Yeni Zellanda ve Avusturalya çok düşük fiyatlara koyun satmaktadırlar. Hem de gemiyle 3 aylık mesafeden koyunları getirerek burdaki temel konu Avusturalya Yeni Zellanda gibi ülkeler hayvan beslemeyi ota dayalı yaparken biz ise sadece fabrika yemleriyle besi yapmaya çalışmaktayız. Yine 90'lı yıllarda Avrupa'dan besi hayvanı et ithalatıyla kendi evimizde nasıl savunmasız yakalandımızı hatırlayalım. O gün hayvan yetiştirici'sinin
aldığı darbeyi hala atlatmış değiliz. Uzak mesafelerden nakliye ödeyerek rakiplerimiz hayvan ve hayvansal ürünleri ürettikleri getirip kendi evimizde ve hemen arka bahçemizde satıyorlarsa burda çok düşünmemiz lazımdır.
Yem bitkisi olmadan ot obur küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmak imkansızdır. Kazançlı ve ucuz hayvan beslemenin yegane yolu tarlaya yem bitkisi ekerek hayvanları kaba yemle beslemektir. Hayvancılıkta gelişmişliğin ölçüsü yem bitkisi ekiliş oranlarıyla doğrudan ilişkilidir. Avusturalya da ekilen arazilerin %50'sini yem bitkisi oluştururken bu oran Avrupada %25 - %35'ler arasındadır. Ülkemizde ise %10'un altında kalmaktadır.
Çayır ve meralar kaliteli kaba yemin bol ve en ucuz üretildiği alanlardır. Biliçli hayvancılığın yapıldığı bir çok ülkede çayır meralar hayvan beslenmenin ana omurgasını oluşturmaktadır. Avrupa'da süt sığırlarının enerji ihtiyaçlarını %50'sini çayır ve meralardan %25'i kuru ot ve silajdan %25'ni de kasif-konsantre yemlerden karşılamaktadırlar. Yurdumuzda çayır meralar aşırı otlatma ve bakımsızlık nedeniyle verimsizleşmiştir. Hayvan besleme ekseriyette anız sap samanla yapılmaktadır son yıllarda silajı yapımı ve yonca ekimi yaygınlaşsada tek başlarine sorunu çözmekten uzaktırlar. Bölücü terör nedeniyle Doğu ve Güneydogu Anadolu'daki doğal çayır meralar kullanılmamakta ve ekonumiye kazandırılamadığından ucuz hayvan besleme kartlarımız elimizden alınmaktadır.
Ülkemizin ve çiftçilerimizin hayvancılıkta başarılı olabilmeleri için mevcut arazilerimizin %30'unu mutlaka yem bitkisi ekmeye mecburuz. Kuraklık nedeniyle Ülkemizde ve Ortadoğu'da baş gösteren yem bitkisi, kaba yem açığını kapatmak için yem bitkileri ekiliş alanları hızla artırılmalıdır. Son yıllarda ticari olarak tarlasına yem bitkisi ekip satan çiftçiler yüksek kazançlar elde etmektedirler. Dünya hayvancılık pazarında rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için kaba yem açığımızı hızla kapatmalıyız. Türk hayvan yetiştiricisini müreffeh bir hayat standartına ulaştırmamız için daha yapmamız gereken çok iş oldunu unutmamamız gerekir.
Her yıl Hac nedeniyle Sudi Arabistan'a milyonlarca hacı gelmektedir. Yüz bini aşkın bizimde insanımız Hacca gitmektedir. Her hacı mutlaka bir koyun kurban etmektedir. Dolayısıyla milyonlaca koyun kesilmekte. Kara yoluyla 2-3 günlük, deniz yoluyla bir haftalık bir mesafede olmamıza rağmen Suudi Araplara koyun satamıyoruz. Çünkü Yeni Zellanda ve Avusturalya çok düşük fiyatlara koyun satmaktadırlar. Hem de gemiyle 3 aylık mesafeden koyunları getirerek burdaki temel konu Avusturalya Yeni Zellanda gibi ülkeler hayvan beslemeyi ota dayalı yaparken biz ise sadece fabrika yemleriyle besi yapmaya çalışmaktayız. Yine 90'lı yıllarda Avrupa'dan besi hayvanı et ithalatıyla kendi evimizde nasıl savunmasız yakalandımızı hatırlayalım. O gün hayvan yetiştirici'sinin
aldığı darbeyi hala atlatmış değiliz. Uzak mesafelerden nakliye ödeyerek rakiplerimiz hayvan ve hayvansal ürünleri ürettikleri getirip kendi evimizde ve hemen arka bahçemizde satıyorlarsa burda çok düşünmemiz lazımdır.